Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamalarda, ekonomi programının temel hedeflerine ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yaptı.

Konut fiyatları ve kiralardaki artışa dikkat çeken Şimşek, deprem konutlarının tamamlanmasının ardından sosyal konut seferberliğinin hız kazanacağını belirterek, bu adımın konut arzını artıracağını ve kira artışlarını sınırlayıcı etki yaratacağını söyledi. Eğitim alanında ise kural bazlı “tamamlayıcı modelin” Meclis tarafından kabul edildiğini hatırlattı.

Vergi ve harç güncellemelerine ilişkin konuşan Şimşek, 2026 yılında bütçe imkânları çerçevesinde vergi ve harç artışlarının yeniden değerleme oranına göre değil, hedeflenen enflasyon oranına göre belirleneceğini ifade etti. Ancak gelir vergisi tarifesi gibi vatandaş lehine olan düzenlemelerde, daha yüksek olan yeniden değerleme oranının uygulanacağını vurguladı. Kamu tarafından belirlenen fiyatların ise yüzde 16–19 bandında tutulacağını belirtti.

2026 yılına ilişkin beklentilere de değinen Şimşek, daha destekleyici küresel finansal koşullar, ılımlı emtia fiyatları, sıkı para ve maliye politikaları ile güçlenen finansal istikrar sayesinde enflasyonun hedefler doğrultusunda düşmeye devam edeceğine inandıklarını söyledi.

Makroekonomik dengesizliklerin önemli ölçüde azaltıldığını vurgulayan Şimşek, cari açığın artık bir endişe kaynağı olmaktan çıktığını ifade etti. Programın başlangıcında milli gelirin yüzde 5’inin üzerinde olan cari açığın, 2024’te yüzde 0,8’e gerilediğini belirten Şimşek, altın hariç tutulduğunda geçen yıl cari dengede 3,2 milyar dolarlık fazla verildiğini söyledi. Bu yıl da cari açık hedefleri doğrultusunda ciddi bir iyileşme olduğunu kaydetti.

Enerjide dışa bağımlılığın azalmasının cari dengeyi kalıcı biçimde iyileştirdiğini belirten Şimşek, petrol ihtiyacının yüzde 15’inin, doğal gaz ihtiyacının ise yüzde 16’sının yerli üretimle karşılandığını, yenilenebilir enerjinin kurulu güç içindeki payının yüzde 62’ye ulaştığını aktardı.

Brüt finansman ihtiyacının milli gelire oranla yüzde 23’ten bu yıl yüzde 17’nin altına gerilediğini söyleyen Şimşek, program sonunda bu oranın yüzde 13–14 bandına inmesini beklediklerini ifade etti.

Rezervlere ilişkin değerlendirmesinde Şimşek, Mayıs 2023’ten bu yana brüt rezervlerin swap hariç yaklaşık 123 milyar dolar arttığını, kur korumalı mevduattan çıkışın başarıyla yönetildiğini ve ülke bilançosunda yaklaşık 260–265 milyar dolarlık bir iyileşme sağlandığını söyledi. Türk lirasına güvenin arttığını belirten Şimşek, TL’nin toplam mevduatlar içindeki payının yüzde 60’ın üzerine çıktığını kaydetti.

Risk primindeki düşüşe dikkat çeken Şimşek, program öncesinde 700 baz puana kadar çıkan Türkiye’nin risk priminin 216 baz puana gerilediğini, bunun 2018’den bu yana görülen en düşük seviye olduğunu söyledi. Bu gelişmenin kamu ve özel sektörün dış borçlanma maliyetlerini ciddi biçimde düşürdüğünü vurguladı.

Ekonomik büyümeye de değinen Şimşek, küresel ve Avrupa Birliği büyüme ortalamalarının üzerinde bir performans sergilendiğini belirterek, OVP döneminde yaklaşık 2,5 milyon kişiye istihdam sağlanmasının hedeflendiğini ifade etti.

Son olarak mali disiplinin önemine vurgu yapan Şimşek, deprem harcamalarına rağmen bütçe açığının kontrol altına alındığını belirterek, 2023’te milli gelirin yüzde 5,1’i olan bütçe açığının 2024’te yüzde 4,7’ye gerilediğini, bu yıl ise yaklaşık yüzde 3,1 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi.