DEVA Partili Karal, Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt alım fiyatını 1 Ağustos 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yüzde 7 oranında bir artışla, 1,20 lira yükselterek 18,35 lira olarak açıkladığını anımsattı. Açıklanan fiyatın, üretim maliyetlerini karşılamaktan uzak olduğunu kaydeden Karal, yem, enerji ve işçilik maliyetlerinin arttığı bir dönemde üreticiye 18,35 lira reva görülmesinin kabul edilemez olduğunu aktardı.

Süt üretiminin yalnızca çiftçinin değil; gıda güvenliğinden sanayiye, lojistikten perakendeye kadar uzanan zincirin temelini oluşturduğunu ifade eden Karal, “Süt üreticisinin beklediği 21 liranın dahi altında kalan bu rakam, devletin üreticisine sahip çıkmadığını, hayvancılığı bile isteye tasfiye etmeye çalıştığını açıkça gösteriyor. Bu fiyat bir refah vaadi değil, hayatta kalma mücadelesinin altına dinamit koymaktır. Üretici üretmezse raflar boş kalır, sanayi durur, tüketici ithal gıdaya mahkûm edilir. Bu gidişat sadece bir sektörün çöküşü değil, ülkenin kendi kendine yetebilme kapasitesinin çöküşüdür.” dedi.

Karal, çiğ süt fiyatının sadece üretici açısından değil, Türkiye’nin gıda ve ekonomik güvenliği açısından da stratejik olduğunu vurguladı. Maliyet artışları göz önünde bulundurulmadan yapılan bu artışın, “ya hesap bilmeme ya da üreticiye kasıtlı ihmal” sonucu doğduğunu belirten Karal, şunları kaydetti:

“Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı bu fiyat, üretici lehine değil, ithalat ve büyük sanayi lehine alınmış bir karardır. Hayvanını kesime göndermek zorunda kalan çiftçiden süt bekleyemezsiniz. Biz DEVA Partisi olarak uyarıyoruz: Çiftçiyi görmezden gelen, emeğin karşılığını vermeyen bu anlayış üretimi çökertir, ithalata bağımlılığı derinleştirir, yoksulluğu büyütür. Fiyat derhal revize edilmeli ve üreticiye yaşam hakkı tanınmalıdır. Aksi halde hem sütü hem de üreticiyi kaybedeceğiz.”